Büyülenmek için şiir ara

4 Aralık 2022 Pazar

YARIM

 Sen sevmiyorsun diye ,

Yarım kalmış şiirlerim var,

Seni anlattığı halde.

Sensiz ısıtamaz zaten diye,

Öremediğim battaniyem var,

Bitse de ısınmam herhalde.

Seninle sevmiştim diye,

Bir daha asla izlemeyeceğim filmler var.

Seninle kırıldı diye,

Asla kurulmayacak hayallerim var.

Sen okudun diye,

Devamını yazamadığım cümleler var.

Nefret ettiğim bir defterim,

Kırdığım kalemim var.

Saygısızca kirlettiğin,

Önemsemediğin anılarım var.

Acımasızca soldurduğun,

Yangın sonrası yeşeren çiçeklerim var.

Yarım kalan şarkı listemde,

Artık dinleyemediğim şarkılar var,

Cıvıl cıvıl sesimle eşlik etmiştim bir zamanlar.

Bakmaya cesaret edemediğimden yaktığım fotoğraflar,

Bir daha okumayayım diye sildiğim mesajlar,

Seni hatırlamamak için gitmediğim yerler var.

Seninle başladı diye geçmeyen hastalığım,

Gidişinle ölen ruhum var.

Ne acımasızca öldürdün öyle,

Hiç yokmuşum gibi hissetmişliğim var.

Tüm hislerimi katletmişliğim,

Kalbimden tiksinmişliğim var.

Yarım kalışların cehenneminde,

Yanan bir kız çocuğu var içimde.

Gururumu bile hiçe sayıp da,

Sevmeyişinin çaresizliğine boyun eğişim var.

Öyle bir yıkılışım var ki hele,

Binlerce depremlik enkaz buralar.

Hiç var olmamış gibi o çarpıntılar,

Yok sayışının isyanı var.

Yokluğun değil de ağırıma giden,

Bir daha sevemeyecek olmanın acısı yorar.

Son gücümle sana sığındığım da,

Tüm kapılarını kapatışın var.

Kalbini kalbime yakın sanıp da,

Kalpsizliğine kalbimi heba edişim var.

Küçük adımlarına uçurumdan düşüşüm,

Elimden tutar gibi yapıp itişin var.

Öyle işte öldüm zaten neye yarar,

Belki bir kaç kişi toprak atar.

Bir kaç kişi bu mezara çiçek koyar,

Yağmur yağar toprak kokar,

Mezar bile çiçek açar bir bahar.

Üzerine basıp geçtiğin kuru yapraklar,

Kalbinde çıtırdar bir sonbahar.

Küçük bir kıvılcımla tutuşur,

Bu yangın seni diri diri yakar

3 Aralık 2022 Cumartesi

YARIM

 Sen sevmiyorsun diye ,

Yarım kalmış şiirlerim var,

Seni anlattığı halde.

Sensiz ısıtamaz zaten diye,

Öremediğim battaniyem var,

Bitse de ısınmam herhalde.

Seninle sevmiştim diye,

Bir daha asla izlemeyeceğim filmler var.

Seninle kırıldı diye,

Asla kurulmayacak hayallerim var.

Sen okudun diye,

Devamını yazamadığım cümleler var.

Nefret ettiğim bir defterim,

Kırdığım kalemim var.

Saygısızca kirlettiğin,

Önemsemediğin anılarım var.

Acımasızca soldurduğun,

Yangın sonrası yeşeren çiçeklerim var.

Yarım kalan şarkı listemde,

Artık dinleyemediğim şarkılar var,

Cıvıl cıvıl sesimle eşlik etmiştim bir zamanlar.

Bakmaya cesaret edemediğimden yaktığım fotoğraflar,

Bir daha okumayayım diye sildiğim mesajlar,

Seni hatırlamamak için gitmediğim yerler var.

Seninle başladı diye geçmeyen hastalığım,

Gidişinle ölen ruhum var.

Ne acımasızca öldürdün öyle,

Hiç yokmuşum gibi hissetmişliğim var.

Tüm hislerimi katletmişliğim,

Kalbimden tiksinmişliğim var.

Yarım kalışların cehenneminde,

Yanan bir kız çocuğu var içimde.

Gururumu bile hiçe sayıp da,

Sevmeyişinin çaresizliğine boyun eğişim var.

Öyle bir yıkılışım var ki hele,

Binlerce depremlik enkaz buralar.

Hiç var olmamış gibi o çarpıntılar,

Yok sayışının isyanı var.

Yokluğun değil de ağırıma giden,

Bir daha sevemeyecek olmanın acısı yorar.

Son gücümle sana sığındığım da,

Tüm kapılarını kapatışın var.

Kalbini kalbime yakın sanıp da,

Kalpsizliğine kalbimi heba edişim var.

Küçük adımlarına uçurumdan düşüşüm,

Elimden tutar gibi yapıp itişin var.

Öyle işte öldüm zaten neye yarar,

Belki bir kaç kişi toprak atar.

Bir kaç kişi bu mezara çiçek koyar,

Yağmur yağar toprak kokar,

Mezar bile çiçek açar bir bahar.

Üzerine basıp geçtiğin kuru yapraklar,

Kalbinde çıtırdar bir sonbahar.

Küçük bir kıvılcımla tutuşur,

Bu yangın seni diri diri yakar..

6 Kasım 2022 Pazar

SEN SANRISI

 Üç asırlık yoldan geldim

Ne karanlıklar ezberledim

İki üç sönük yıldıza kanamam derdim

Şimdi derdim mum alevin


Gözlerime yansıyan gün batımı mı?

İslaklığı biraz senden az da deniz vurgunu

Şarkı söylüyordum, üç kez yutkundum

Buruk gülüşlere mıhladım umudu

Kayboldum çaresizce,tutunduğum uçurumdu

Yanılgım çöl çöl aradığım seraplardı

Yandı sonra kalan son bir damla su

Soldu çiçeğim ve ben de soldum

Solumda derin bir soru sızılı

Bunca çarpıntım sanrı mıydı?

4 Kasım 2022 Cuma

YASLA RUHUNU

 Başımı cama yasladım,

Yine bir akşam

 Ben yine bir otobüs penceresinden

 Yolları izliyorum

 Ara ara gözlerim doluyor

 Bir yağmur sesi var kulağımda

 Dışarısı yağmurlu bile değil

 Şiir defterimi unutmuşum

 Kaleme dokunmadan yazmak 

 Yazmak gibi gelmiyor

 Mavi gri bulutlar dolanıyor kafamın içinde

 Halbuki gökyüzü kapkaranlık

 Bir bulut görmek imkansız

 Bir koku var burnumu sızlatan

 Otobüste öyle bir koku olmadığına eminim

 Çünkü ara ara bu kokuyu duyuyorum

 Yer önemli değil

 Bana ev gibi hissettiren bir koku

 Ne ara bu kadar aşina olduğumu anlamıyorum

 Karışık kulaklığımdan dinlediğim müziğe göre

 Bir gülümsüyor bir durgunlaşıyorum

 Bir umutlanıyor bir soluyorum

 Susmak istemiyorum seni

 Şarkılara boğmak, delicesine yaşamak istiyorum

 Anlatmak, yazmak, dolaşmak istiyorum sokaklarında

 Gülümsenebilecek her şeye seninle gülümsemek

 Ağlayabileceğim her gözyaşını seninle tüketmek varken

Yelkovan akrebi boşuna takip etmemeli diyorum

Bir çocuk hırçınlığı var içimde

Büyümeliyim biliyorum

Sanki bin yıl yaşayacakmışım gibi

Ertelemeliyim dilimin ucunda kileri

Bir klarnet çalıyor şimdi

Gözlerim pencereden dışarıya bakıyor

Ama gözlerinden başka bir yer görmüyor

Sonra tüm yükler omzuma biniyor

Tüm buruk gülümsemeler beni sarmalayıveriyor

Bunca uzak yoldan gelmişim de

Bir kaç adımlık gücüm kalmamış gibi

 Kor demirde adım atar gibi yanıyor ayaklarım

 Zaten yorgun dizlerim tutmuyor

  Dönüyorum gerisin geriye

  Yeni bir hayal kurmaya gücüm var da

  Yine kırılacak bir hayalim yok

  İşte şimdi penceremde yollar var

  Ve şehrin ışıkları buluta meydan okuyor

  Cılız bulutlara sevda yüklemek olmaz

  Yağmur yağmayacaksa gözyaşıyla ıslanılmaz

  Kopan kanatlar atıldı bir kenara

  Uçmak yok, yanmak yok artık

  Konmalı usulca, nazende koynuna.

  

  

 

 

 

20 Ekim 2022 Perşembe

Parka Gömülen Oyuncak

Ah benim eli pamuk şekerli

Gözleri buluttan yüreğim

Oyun mu sandın sen sevdayı

Düşüp dizini kanatmaya da benzemiyor ki

Öpüyorum öpüyorum yarandan geçmiyork

Kimse elinden tutup da kaldırmıyor

Haykıra haykıra ağlamayı da bilmiyorsun 

Annen bile yabancıyken acına susuyorsun.


Ah benim hala çamurdan bebekler yapan kalbim

Yine kendi kendine bir oyun kurdun

Oynaya oynaya unuttun saati, yemeyi, içmeyi

Akşam ezanı okunuyor şimdi selanla karışık

Yara bere dizinle eve dönme vakti


Sokaklar sana göre değil, karanlık

Kendini bilmez bir kalbe denk gelirsin

Emek emek kurduğun dünyayı alır elinden

Kırar oyuncaklarını, koparır salıncağını

İki üç damladan başka ne gelir elinden.


Ah benim çocuk yüreğim,

Cıvıl cıvıl sesinin ardında ne çığlıklar

Ağlayışlarında ne kaybedişler gizli

Kimse masal da anlatmayınca sana

Uykuya mı küsüverdin?

Herkese gülen gözlerinle

Kendinden şefkatini mi esirgedin?

Küçük bir yığın olmuşken bir duvar dibinde

Kaç kişi yaslandı sana duvar diye

Acına koca kahkahalar savururken

Her gözü dolanla nasıl ağladın?


Büyü yüreğim

Bu dünya çocukları öyle ya da böyle büyütür

Ya da öldürür

Saf ve temiz olanı saklamaz burası

Büyü de o koca maskelerden bul kendine

Kocaman adamların ardına saklandığı.


Ah benim hayalleri uçsuz bucaksız kalbim

Uçan bir balona koy dilek fenerini

Avuçlarına konsun tüm beklediklerim

İç çektiğince ferah bir soluk alacaklısın

Yandığınca okyanuslara boyanacaksın

Kırılan oyuncakların gibi

Yarım bir sen kaldı ortada

Ve yine bir çocuk sarıverecek seni

O da yaralı bir kurşun asker gibi


Ah benim milyar yıldır aşka aşık kalbim

Ne soylar tüketmiş, bu korun alevi

Ne kalemler kırmış, şiir konuştuğundan beri

Kim küsmüş o yangına, senin haddin mi?

Son kez gülerek oynadın sen bu parkta

Gömdün oyuncaklarını gülüşünden kırıldığında

Bitti saklambaç, sobelenme vakti

O, bulsun istiyorsun seni 

Bunca bekleyiş yeterince büyüttü bizi

Tanıdık bir kalple eve dönme vakti




23 Nisan 2022 Cumartesi

Acı Yeşil

Karanlığa çalan bir yeşil
Karanlıktan çalan 
Baharı çağıran
Siyahı delen bir yeşil
Siyaha çalan.
O an işte, beklenen an bu an
Tam da şuan
Gecenin bağrına bastığı bir renk
Güneşi çağıran
Göğe baktıran.

Önerdiklerim;

  • Çekil Git Benden (şiir)
  • Lucy ( film)
  • Sebepsiz Fırtına ( şarkı)
  • Aşk ve Gurur ( kitap)

Translate