Ah benim eli pamuk şekerli
Gözleri buluttan yüreğim
Oyun mu sandın sen sevdayı
Düşüp dizini kanatmaya da benzemiyor ki
Öpüyorum öpüyorum yarandan geçmiyork
Kimse elinden tutup da kaldırmıyor
Haykıra haykıra ağlamayı da bilmiyorsun
Annen bile yabancıyken acına susuyorsun.
Ah benim hala çamurdan bebekler yapan kalbim
Yine kendi kendine bir oyun kurdun
Oynaya oynaya unuttun saati, yemeyi, içmeyi
Akşam ezanı okunuyor şimdi selanla karışık
Yara bere dizinle eve dönme vakti
Sokaklar sana göre değil, karanlık
Kendini bilmez bir kalbe denk gelirsin
Emek emek kurduğun dünyayı alır elinden
Kırar oyuncaklarını, koparır salıncağını
İki üç damladan başka ne gelir elinden.
Ah benim çocuk yüreğim,
Cıvıl cıvıl sesinin ardında ne çığlıklar
Ağlayışlarında ne kaybedişler gizli
Kimse masal da anlatmayınca sana
Uykuya mı küsüverdin?
Herkese gülen gözlerinle
Kendinden şefkatini mi esirgedin?
Küçük bir yığın olmuşken bir duvar dibinde
Kaç kişi yaslandı sana duvar diye
Acına koca kahkahalar savururken
Her gözü dolanla nasıl ağladın?
Büyü yüreğim
Bu dünya çocukları öyle ya da böyle büyütür
Ya da öldürür
Saf ve temiz olanı saklamaz burası
Büyü de o koca maskelerden bul kendine
Kocaman adamların ardına saklandığı.
Ah benim hayalleri uçsuz bucaksız kalbim
Uçan bir balona koy dilek fenerini
Avuçlarına konsun tüm beklediklerim
İç çektiğince ferah bir soluk alacaklısın
Yandığınca okyanuslara boyanacaksın
Kırılan oyuncakların gibi
Yarım bir sen kaldı ortada
Ve yine bir çocuk sarıverecek seni
O da yaralı bir kurşun asker gibi
Ah benim milyar yıldır aşka aşık kalbim
Ne soylar tüketmiş, bu korun alevi
Ne kalemler kırmış, şiir konuştuğundan beri
Kim küsmüş o yangına, senin haddin mi?
Son kez gülerek oynadın sen bu parkta
Gömdün oyuncaklarını gülüşünden kırıldığında
Bitti saklambaç, sobelenme vakti
O, bulsun istiyorsun seni
Bunca bekleyiş yeterince büyüttü bizi
Tanıdık bir kalple eve dönme vakti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder