Başımı cama yasladım,
Yine bir akşam
Ben yine bir otobüs penceresinden
Yolları izliyorum
Ara ara gözlerim doluyor
Bir yağmur sesi var kulağımda
Dışarısı yağmurlu bile değil
Şiir defterimi unutmuşum
Kaleme dokunmadan yazmak
Yazmak gibi gelmiyor
Mavi gri bulutlar dolanıyor kafamın içinde
Halbuki gökyüzü kapkaranlık
Bir bulut görmek imkansız
Bir koku var burnumu sızlatan
Otobüste öyle bir koku olmadığına eminim
Çünkü ara ara bu kokuyu duyuyorum
Yer önemli değil
Bana ev gibi hissettiren bir koku
Ne ara bu kadar aşina olduğumu anlamıyorum
Karışık kulaklığımdan dinlediğim müziğe göre
Bir gülümsüyor bir durgunlaşıyorum
Bir umutlanıyor bir soluyorum
Susmak istemiyorum seni
Şarkılara boğmak, delicesine yaşamak istiyorum
Anlatmak, yazmak, dolaşmak istiyorum sokaklarında
Gülümsenebilecek her şeye seninle gülümsemek
Ağlayabileceğim her gözyaşını seninle tüketmek varken
Yelkovan akrebi boşuna takip etmemeli diyorum
Bir çocuk hırçınlığı var içimde
Büyümeliyim biliyorum
Sanki bin yıl yaşayacakmışım gibi
Ertelemeliyim dilimin ucunda kileri
Bir klarnet çalıyor şimdi
Gözlerim pencereden dışarıya bakıyor
Ama gözlerinden başka bir yer görmüyor
Sonra tüm yükler omzuma biniyor
Tüm buruk gülümsemeler beni sarmalayıveriyor
Bunca uzak yoldan gelmişim de
Bir kaç adımlık gücüm kalmamış gibi
Kor demirde adım atar gibi yanıyor ayaklarım
Zaten yorgun dizlerim tutmuyor
Dönüyorum gerisin geriye
Yeni bir hayal kurmaya gücüm var da
Yine kırılacak bir hayalim yok
İşte şimdi penceremde yollar var
Ve şehrin ışıkları buluta meydan okuyor
Cılız bulutlara sevda yüklemek olmaz
Yağmur yağmayacaksa gözyaşıyla ıslanılmaz
Kopan kanatlar atıldı bir kenara
Uçmak yok, yanmak yok artık
Konmalı usulca, nazende koynuna.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder